CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezindeki makam odasında basın mensuplarının "geçmiş olsun" dileklerini kabul etti.

Burada konuşan Kılıçdaroğlu, dün yaşanan saldırının hoş olmadığını, bunun planlı bir hareket olduğunu söyledi.

Protestoların kabul edilebileceğini ancak saldırı olayının farklı bir şey olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, güvenlik önlemlerinin yetersiz kaldığını kaydetti.

Sığındığı evdeki insanların kendisine gayet nazik davrandığını, hatta çay demlediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, evdekilerin "Evimiz yakılır mı?" korkusu da yaşadığını aktardı.

Kılıçdaroğlu, daha önce de Artvin'de saldırıya uğradığını, İstanbul'da kendisine mermi atıldığını hatırlatarak, "Amacın, CHP'yi sokağa dökmek olduğunu düşünüyorum." dedi.

Olayların ardından sığındığı eve gelen emniyet yetkililerinin, kendisini "kamuflaj ve şapka giyerek" bölgeden uzaklaştırmak istediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Kabul etmedim, nasıl geldiysem öyle çıkacağım dedim." ifadelerini kullandı.

"Akar'a sormak lazım"

Kılıçdaroğlu, hayatında iki defa zırhlı araca bindiğini, bunlardan birinin Artvin'de, diğerinin ise Çubuk'ta gerçekleştiğini kaydetti.

Evde bulunduğu sırada Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın kalabalığı dağıtmak için yaptığı konuşmayı hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Akar'a sormak lazım o ifadelerini, o atmosferde mi söyledi, ne demek istedi?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, yaşanan olaydaki provokasyonlara dikkati çekerek, sağduyulu davranmak gerektiğini vurguladı.

HDP'den Kılıçdaroğlu'na ziyaret

Öte yandan HDP'den yapılan yazılı açıklamada, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli'nin, Kılıçdaroğlu'na dün uğradığı saldırı nedeniyle geçmiş olsun ziyaretinde bulunduğu belirtildi.

Açıklamada, Buldan ve Temelli'ye ziyarette TBMM Başkanvekili Mithat Sancar ile HDP Örgütlenmeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Alican Önlü'nün de eşlik ettiği kaydedildi. 

"Sakın içinizden birilerine kin duymayın"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da bu tür saldırıların milletçe karşısında durulacağını anlatarak, "Kime yapılırsa yapılsın bu millet gelir, her birlikte karşı dururuz. Milletçe vakurluğa, sükunete ve Genel Başkanımızın gösterdiği kararlı ama o vatansever tavrına uyma zorunluğumuz var. Bizler bu sürecin aklı, hafızası olmalıyız." değerlendirmesinde bulundu. 

Ekrem İmamoğlu, partililere de seslenerek, "Sakın içinizden birilerine kin duymayın. Sağınızdaki solunuzdaki başka siyasi görüşlü insanlara kin duymayın. Bizim vatandaşımız , 82 milyon insan adam gibi adamdır. Planlı tasarımlı işlerin derhal açığa çıkmasını istiyoruz. Bunun takipçisi olacağız." ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Ankara İl Başkanı Yetkin Öztürk de dün Kılıçdaroğlu ile beraber olduklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Dün devlet baba, çocuklarına eşit muameleyi bırakın orada sınıfta kalmıştır. Devletin Sayın Kılıçdaroğlu'na özür borcu vardır. Sayın Genel Başkan'a yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Eğer gün demirleri soğutma günüyse bırakın bizi birbirimize. Biz bir günde bütün demirleri soğuturuz. Ama araya nifak tohumu sokarak, belirli bir pozisyona gelmiş insanları hedef göstererek bu şekilde bir davranışla asla bu demirler soğumaz."

Saadet Partisi Ankara İl Başkanı Fatih Beyazıt da toplumdaki bütün kanaat önderlerinin her zamankinden daha fazla birleştirici, bir araya getirici dil kullanması gerektiğini kaydetti.

Açıklamaya, CHP'li bazı milletvekilleri, KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mevlüt Çakmak da destek verdi.

İzmir CHP İl Başkanlığı, saldırıyı protesto için Konak Meydanı'nda basın açıklaması düzenledi. Meydanda toplanan vatandaşlar "Genel başkana kalkan eller kırılsın" sloganı attı.

Meydanda kurulan platformda konuşan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan saldırının münferit olmadığını kaydederek, öfke, korku, karşıtlık ve kutuplaşma dilinin sonucunda meydana geldiğini söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de Kılıçdaroğlu'na daha önce de saldırılar yapıldığını belirterek, "PKK'lılar saldırır, yobazlar saldırır. Çünkü bu memlekette kardeşlik, demokrasi, Mustafa Kemal, barış, emek mücadele etmeyi gerektirir ve her seferinde bedel ödetir." dedi.

Bedel ödemekten korkmadıklarını kaydeden Soyer, "Bilmedikleri bir şey var, biz tohumuz, bir gider bin geliriz. Biz o bedeli ödemeye sonuna kadar razıyız. Çünkü biliyoruz ki önümüzü aydınlık. Oraya hep beraber yürüyeceğiz." diye konuştu.

CHP İl Başkanı Deniz Yücel konuşmasında, saldırının aynı zamanda şehit Yener Kırıkcı ve onun ailesine karşı yapılmış büyük bir saygısızlık olduğunu belirtti.

Organize ve örgütlü bir eylem gerçekleştirildiğini ifade eden Yücel, saldırının ülkenin demokrasisine, birlik ve beraberliğine, iç huzuruna karşı yapıldığını söyledi.

CHP İzmir milletvekilleri Atila Sertel, Tacettin Bayır, Özcan Purçu ve Kani Beko da konuşma yaparak saldırıyı kınadı.

Yurt genelinde de CHP il başkanlıkları üyeleri ile İY Parti üyeleri bir araya gelerek yaşanan saldırıyı protesto etti.

CHP'li Özkoç: Kılıçdaroğlu'nun koruma müdürü saat 10.03'te emniyete bilgi verdi

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, partisinin milletvekilleriyle Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıya ilişkin açıklama yaptı.

Özkoç, kendilerini kışkırtmaya yönelik çaba gösterildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"4 evladımız şehit düştü. Tüm Türkiye'de bu acı büyük bir üzüntüyle karşılandı. CHP'nin lideri, şehit cenazesine gideceğini ifade edince CHP liderinin koruma müdürü saat 10.03’te Ankara Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğüne Kılıçdaroğlu'nun cenazeye katılacağına dair bilgi verdi. Prosedür yerine getirilmişti. Emniyetin ve Vali'nin haberi vardı. Hatta Milli Savunma Bakanı'nın korumasının arayıp 'Genel Başkanınız katılacak mı?' sorusuna arkadaşlarımız 'Evet katılacak.' diye cevap verdiler."

Özkoç, oraya gitmeden önce bazı hazırlıkların yapıldığının emniyet tarafından biliniyor olması gerektiğine dikkati çekerek, "Görüntüler, tanıkların verdiği ifadeler elimizde, tek bir müdahale olmadı. Olayın gelişi belliydi ama daha önceden bilgilendirilen emniyet görevlilileri görevini maalesef yapmıyorlardı." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun, namazın ardından şehidi uğurlamak üzere hareket ettiğinde büyük bir saldırının başladığını anlatan Özkoç, "Bu saldırı tam anlamıyla bir linç saldırısıdır, tam anlamıyla öldürmek kastıyla yapılan bir saldırıdır. Genel Başkan'a defalarca yumrukla vuruldu, tekmeler atıldı. Yanında bulunan milletvekili arkadaşlarımız, TBMM Başkanvekilimiz Levent Gök defalarca insanlar tarafından tekmelendi, yumruklandı. Genel Bakan Yardımcımızın kaburgası kırıldı. Milletimiz koruyordu, korumalar koruyordu, milletvekillerimiz koruyordu. Haince, tamamen öldürmeye kastedilen bir saldırıydı." şeklinde konuştu.

"Emniyet güçlerinin yapamadığı korumayı milletimiz yapmıştır"

CHP'li Özkoç, Kılıçdaroğlu'nun saldırıya uğradığı köye ilişkin de "O köyde bu sele kendilerini kaptırmış bazı insanlar, Genel Başkan'la karşı karşıya gelmişti. Evini açan ve linç girişiminden Genel Başkanımızı kurtaran o hane halkını evlatlarıyla beraber selamlıyor, kendilerine teşekkür ediyoruz. Devletimizin, emniyet güçlerinin yapamadığı korumayı, milletimiz yapmıştır. Genel Başkanımızı kucaklamış ve sahiplenmiştir." ifadelerini kullandı.

Söz konusu olay sırasında orada bulunan bazı üst düzey komutanların Kılıçdaroğlu'na "Sizi buradan bizim ölümüz çıkmadan alamazlar." dediklerini aktaran Özkoç, komutanlara teşekkür etti.

Kılıçdaroğlu'na parka ve şapka giydirilmek istendiğini ancak CHP liderinin bunu kabul etmediğini anlatan Özkoç, "Bu teklifi yapanlar, bugüne kadar kimi öyle giydirip kaçırıyorlarsa aynı kişilikte ve aynı düşüncede insanlardı. Genel Başkanımızın milletten kaçacak hiçbir durumu yoktu." diye konuştu.

Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu'na CHP Genel Merkezinde "geçmiş olsun" ziyaretinde bulundu.

Karamollaoğlu ve beraberindekileri parti genel merkezine gelişinde CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak karşıladı.

Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından Karamollaoğlu partiden ayrılırken, kendisini uğurlayan Kılıçdaroğlu ile basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Saldırıya ilişkin değerlendirmesinin sorulduğu Karamollaoğlu, şunları ifade etti:

"Çirkin bir saldırıydı. Zaten esas itibariyle bir geçmiş olsun demek için Sayın Kılıçdaroğlu'nu ziyarete geldik. Bir seçim atlattık, biraz gergin bir ortam oluştu. Sayın Cumhurbaşkanı 'Artık önümüzde seçim vesaire yok 4,5 sene, o halde şu sıcak demiri soğutalım.' demişti. Doğru bir ifade ama dünkü saldırılar, hadiseler maalesef birilerinin Türkiye'de bu sıcak havanın soğumasına fırsat verilmesini istemedikleri kanaatini doğurdu. Elbette bunun adımları atılmalı ve mutlaka Türkiye'de hava sakinleştirilmeli. Sayın Kılıçdaroğlu'na 'geçmiş olsun' derken, bir taraftan da konuşmalar esnasında suçlayıcı tavırların takınılmasını da doğru bulmuyoruz. Yani bir hadise meydana gelmiş, siz o hadiseyi değerlendirip, faillerini yakalayıp, gerekli işlemleri yapmanız icap ederken, bir taraftan da suçlayıcı ifadelerle konuyu ele alırsanız, bu güven duygusunu ister istemez sarsar."

"En büyük dileğim adalete teslim edilmeleri"

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Türkiye ittifakı' açıklaması olmuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise 'Bizim ittifakımız Cumhur'dadır, Türkiye ittifakından bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır. Ülke bazlı siyasi bir ittifak olmaz, olamaz." ifadelerini kullandı, bununla ilgili değerlendirmeniz nedir?" sorusunu Karamollaoğlu, şu şekilde yanıtladı:

"Ben, bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanının ifadesi de açık. Aslında bizim ittifak ettiğimiz konular Türkiye'de belli. Biz, Türkiye'nin birliği, bölünmezliği konusunda ittifak ederiz, teröre karşı tavır koyma noktasında ittifak ederiz. Bunlar da Türkiye için önemlidir. Onun çözümü noktasında farklı yaklaşımlar olabilir, bu da demokrasinin tabii olarak bir yansıması, öyle kabul etmek lazım." 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da saldırıya ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:

"Dün yaşadığım linç girişiminin bütün boyutlarıyla araştırılması, sorgulanması, faillerin yakalanıp adalete teslim edilmesi benim en büyük dileğimdir. Partimizin de en büyük dileğidir. Sade, sokakta yaşayan vatandaşımızın da en büyük dileğidir. 21'inci yüzyılın Türkiye’sinde böyle bir olayın yaşanmasından son derece üzgünüm. Hele hele bir şehidin namazının kılınmaması, kılınmasına engel olunması benim madden de manevi olarak da kabul edeceğim bir olay değildir. O nedenle iktidar sahiplerinin üzerine ciddi bir görev düşüyor. Suçlayarak değil, sonuca ulaşarak, failleri bularak ve onları adalete teslim ederek görevlerini yerine getirirlerse ben de bundan mutluluk duyarım. Benzer olaylar da bir daha Türkiye'de yaşanmamış olur."

Açıklamaların ardından Karamollaoğlu, CHP Genel Merkezi'nden ayrıldı.