Bugun...
Bizi izleyin:


CİHAD ENES GÖK


Facebookta Paylaş









HAK ARAYAN AVUKAT RUTH BADER GİNSBURG
Tarih: 28-09-2020 02:04:00 Güncelleme: 30-09-2020 14:03:00


Merhaba sevgili okurlar; hepinize güzel bir gün ve hafta diliyorum. Bu hafta yine çok sıcak tartışmalardan geçiyoruz. Ülkemizin siyaset havası yine her zamanki gibi sıcak. Bu sıcaklıktan da yargı yine nasibini almıştı. Ruth Bader GİNSBURG; Amerika Birleşik Devletleri’nin en yüksek yargı birimi olan Federal Yüksek Mahkeme’nin dokuz hakiminden biriydi. Yıllarca kadın haklarını savunmak için mahkeme salonlarında hakimlerin karşısında adeta onlara hukuk dersi vermiş, hak aramış avukatlık mesleğinden hakim olmuş Yahudi kökenli, Amerikalı bir hakimdir. Federal Mahkemeyi anlamak için Amerikan Başkanlık sistemini kısa bir şekilde tanımak gerekir.

Başkanlık sistemi, Amerika’da kurulurken temelleri çok net bir şekilde atılmıştır. İngiltere’deki parlamenter sisteminden ortaya çıkmış ama Amerika’da ülkeyi yöneten kişinin halk tarafından seçilmesi ve özgürlükleri daha iyi korumak adına sert kuvvetler ayrılığı benimsenmişti. Yürütme organının yasama ve yargı organı üzerindeki tahakküm tehlikesini azaltmak için çok sert kanunlar çıkarılmıştı. Sertlikten kastım yasama, yürütme ve yargı organlarının görev alanlarının net bir şekilde çizilmesiydi. İşte yargı organının en önemli yüksek kurumu Amerika’da Federal Yüksek Mahkemesi’dir. Bu yüksek mahkeme sayesinde bazen Amerika büyük felaketlerin eşiğinden dönmüştür. Lord Acton’un dediği gibi “Güç yozlaştırır, mutlak güç yozlaştırır.” demesi ile güçler arasındaki dengenin sağlanmasıdır. Dünya siyasi ve hukuk tarihi de 20.yüzyılda hak mücadelelerinin yoğun olarak yaşandığı ve bu mücadelenin insanoğlu lehine sonuçlandığı gelişmelerdir. Yüksek mahkemelerden biri olarak kabul edilen Anayasa Mahkemeleri 20.yüzyılın başlarında kurulmaya başlanmıştı. Ülkemizde 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda kanunların anayasaya aykırı olamayacağı hüküm altına alınmış ama TBMM tarafından çıkartılan kanunları denetleyecek bir mekanizmada o dönemdeki anayasada mevcut değildi. 1961 Anayasası ülkemizde ile Anayasa Mahkemesi kurulmuştu.

Eşitlik çok önemli bir ilkedir. Eşitlik tek başına adaleti yerine getiremez ama adaletin en önemli unsurlarından birisidir. İşte bu eşitlik mücadelesinin örnek kişilerinden biri Ruth Bader GİNSBURG’dur. Amerika’da var olan sorunlardan birisi de kadın – erkek arasındaki eşitlik meselesiydi. Kadınlar sosyal hayatta çok zor bir şekilde yaşıyorlardı. Ruth Bader GİNSBURG üniversitede hukuk fakültesinde okurken onunla beraber okuyan 9 kadın öğrenci vardı.Bu onun için adeta zordu. Eşi de vergi hukuku alanında bilgin bir hukukçu olan Av. Martin Ginsburg’du. Davanın özünü hatırlayamadım ama kadın-erkek eşitliği ile ilgili bir davaydı. Ruth Bader GİNSBURG, bu davayı kazanmak elinden geleni yapmış ve temyiz mahkemesindeki hakimlerin de ilgisini çekerek davayı kazanmıştı. Bununla ilgili bir film de vardı. Filmin adı “Eşitlik Savaşçısı” ve Felicity Jones filmin başrol oyucusuydu. Herkese tavsiye ederim. Ruth Bader GİNSBURG, Amerika Başkanı Bill Clinton zamanında Federal Yüksek Mahkemesi’ne üye olarak seçilmiş bir hukukçuydu. Ölene kadar da bu görevi yürüttü. Liberal kişiliği ile tanınıyordu. Onun ölümü de mahkemedeki dengeleri etkiledi. Amerikan Federal Yüksek Mahkemesi, Amerikan tarihindeki birçok önemli olay hakkında karar vermiştir. Bu olaylara hakkında karar veren hakimlerin hukukçu kişiliklerinin yanında bir de onların duygu dünyaları ve hayat görüşleri de önemliydi.

Şu sıralar Türkiye’de yeni bir polemik konusu oluştu. Anayasa Mahkemesi’nin sayın başkanı ile sayın İçişleri Bakanı arasında oluşan bir tartışma. Şunu öncelikle belirtmeliyim: Sayın İçişleri Bakanı kesinlikle haksızdır. 1982 Anayasası’na göre egemenlik üç organa dağıtılmıştır. Yasama, yürütme ve yargı. Yargı organı, deyim yerindeyse Devlet’in millete adalet dağıttığı bir organdır. Yargı organı üzerindeki hassasiyetin daha da çok olması adalet duygumuzun bir gereğidir. Karar veren hakimlerimizin vicdanlarının özgür bir şekilde hukuka uygun olarak vermeleri gerekmektedir. Sayın Bakan, güvenlik soruşturması ile ilgili maddeyi iptal eden Anayasa Mahkemesi Başkanına, bisikletle dahi gidemeyeceğini ifade etmektedir. Bu çirkin bir ifadedir. Devletin bakanına yakışmaz. Ayrıca bir bakan ile Anayasa Mahkemesi Başkanı arasında oluşan bu tartışma devletin uyum koordinasyonu konusunda zaafa uğramasına neden olur. Şunu belirtmeliyiz ki hiçbirimiz yargı kararını beğenmeyebilir, hiçbirimizin aklına yatmayabilir. Bunun için istinaf, temyiz gibi kanun yolları vardır. Beğenmediysek Anayasa Mahkemesi ve AİHM var. Eğer anayasal hakkınızın, Devlet tarafından çiğnendiğini düşünüyorsanız bunun denetimini Anayasa Mahkemesi yapar. Anayasa Mahkemesi’nin bazı bireysel başvuru kararları incelendiğinde özellikle de uzun tutukluluk ve adil yargılanma hakkı ile ilgili ihlallerdeki vermiş olduğu kararlar çok önemli ve yargı camiasına örnektir. Maalesef tutukluluk durumlarında kalıplaşmış ifadeler var. Anayasa Mahkemesi’nin bu konularda vermiş olduğu sayısız hak ihlalleri kararları mevcuttur. Gerçekten Yargıtay veya Danıştay’dan çıkan bazı kararlar adalet duygunuzu tatmin edemiyor. Anayasa Mahkemesi derin ve titiz bir araştırma ile AİHM içtihatlarını göz önüne alarak makul kararlar veriyor. Şunu söyleyebiliriz: Devletin egemenliği esastır ama o egemenlik hakkı vatandaşların hakkını ve hukukunu etkiliyorsa işte orada yargı organının müdahalesi başlar. Şunu kesinlikle belirtmeliyiz: Anayasa Mahkemesi’nin gerçekten bazı konularda vermiş olduğu kararları yanlış. 1990’lı yıllarda içtihatlarıyla ortaya koymuş esasları yerine getiremedi. Anayasa Mahkemesi’nin bu yanlışlığını milletçe hepimiz yaşıyoruz ama yine de bu kurumun varlığı bizim özgürlüğümüzün garantisidir. Çünkü Anayasa Mahkemesi gibi kurumun olmaması kişi hak ve hürriyetlerinin korunması konusunda oldukça sıkıntıya düşürecektir. Cumhuriyetimizin nitelikleri sosyal bir hukuk devleti olmasıdır. Hukuk devleti, hukuka uyan Devlet de denilebilir. Hukuk devleti ilkesinde, Devlet’in yapmış olduğu bütün işlemlerin yargı organları tarafından denetlenmesidir. İşte güvenlik soruşturması ile ilgili olan hüküm de hukukun temel ilkelerine aykırı olmaması gerekir. Sayın İçişleri Bakanı, Anayasa Mahkemesi’nin kararını beğenmeyebilir ama bu şekilde konuşması da uygun değildir. Bu kötü üslup bizlere kötü bir örnek teşkil eder. 

Ülkemiz, anayasada belirtilen demokratik anayasal bir cumhuriyete sahipse yargı organının da her şeyden önce şekli ve esastan bağımsız bir yapıya kavuşturulması lazımdır. Ülkemizin yargı alanındaki temel sorunları çözülmezse milletimizin adalet alanındaki sorunları artacaktır. Hiç şüphesiz Hz. Ali (ra) diyor ki “Devletin dini adalettir.” 



Bu yazı 11414 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
FOTO GALERİ
  • Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Otobüsleri Güzergahları
    Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Otobüsleri Güzergahları
  • Atatürk
    Atatürk
  • Fantastik
    Fantastik
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • Bebişler
    Bebişler
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • ÇAKICI REİS SON KLİP www maraskenthaber com
    ÇAKICI REİS SON KLİP www maraskenthaber com
  • Amerikalı Çocuklar Türk Yemeklerini Tadıyor!
    Amerikalı Çocuklar Türk Yemeklerini Tadıyor!
  • Leğenin İçindeki Gorilin Profesyonellere Taş Çıkartan Dans Performansı
    Leğenin İçindeki Gorilin Profesyonellere Taş Çıkartan Dans Performansı
  • Avrupa'nın En Uzun Bacasına Tırmanan Çiftin Akıllara Durgunluk Veren Macerası
    Avrupa'nın En Uzun Bacasına Tırmanan Çiftin Akıllara Durgunluk Veren Macerası
  • Kütür Kütür Bambu Ağacı Yiyen Panda
    Kütür Kütür Bambu Ağacı Yiyen Panda
  • Pixar Filmlerinin 1984'ten Günümüze Evrimi
     Pixar Filmlerinin 1984'ten Günümüze Evrimi
VİDEO GALERİ
YUKARI