Kahramanmaraş Chp İl Başkanı Esat Şengül basın mensuplarına yürüyüş açıklamasında bulundu. Bugün bu meydandan, İl Kadın Kolları, Gençlik Kolları Başkan ve yöneticileriyle, İlçe Başkanlarımız ve yöneticileri, ile Disiplin Kurulu Başkanı ve yöneticileri, İl Yönetim Kurulu üyelerimizle ve DEMOKRASİYE İNANAN tüm yurttaşlarımızla,
ADALET ÇAĞRISI yapıyoruz.
Bu çağrımız, Cumhuriyetin kazanımları içindir.
Bu çağrımız, Hukukun üstünlüğü içindir.
Bu çağrımız, ülkemizin bölünmez bütünlüğü içindir.
Dün olduğu gibi, bugün de, ortak paydamız demokrasiyi yaşam biçimi haline getirmektir.
Bunu nasıl yapacağız? DİRENEREK yapacağız. Yaşadığımız bu ülkede adaletin kalmadığını tüm dünyaya duyurmak zorundayız.” (CHP Genel Bşk. Kemal Kılıçdaroğlu)
15 yıllık AKP iktidarı ülkenin kaderini kendisiyle özdeşleştirmiş insanlar umudunu, geleceğini, hayallerini ve yaşamlarını kaybetmiştir. Hukuka, adalete, yargıya ve yarınlara güvenmekten uzak, korku, panik, endişe ve kaygıyla yaşamaya mahkum edilmişlerdir.
Türkiye’de sorunlar derinleşmektedir. Pek çok insan hangi suç sebebiyle açığa alındığını ve görevden neden uzaklaştırıldığını bilmemektedir. İşini, aşını ve yaşamını onuruyla kazanıp, çalışmak isteyen demokratik koşullarda mücadele eden tüm emekçiler, eğitimciler, basın mensupları, kadınlar, demokrasi mücadelesinde cezaevlerinde bulunan tüm yurtseverler adına 100. gününe girdikleri açlık grevinde bize çığlık olan, bizlere insanlığımızı hatırlatan, direnmekle kazanılacağını gösteren Nuriye ve Semih için de ADALET istiyoruz.
Hak, Hukuk ve Adalet arayışımızı dün olduğu gibi bugünde sürdürmeye kararlıyız. Olmadık bir işten mağduriyet yaratarak hukukun temel kuralları yok sayılıp keyfi tutuklamalar yapılarak insanlar sorgusuz sualsiz maddi temeli ve ispatı olmadığı halde, dünya görüşleri ne olursa olsun düşünce ve ifade özgürlüğü noktasında davranarak insanların özgürlüğünün elinden alınmasına ve cezaevlerine gönderilmesine her zaman karşı çıktık, her zaman ezilenin, mağdur edilenin, ötelenenin yanında yer aldık. Çünkü biz demokrasiye, Hukukun üstünlüğüne, Cumhuriyetin temel değerlerine sahip bir partiyiz. Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz.
CHP İstanbul Milletvekili ve gazeteci Enes Berberoğlu hakkında MİTe ait tırların durdurulması ile ilgili görüntülere ilişkin davada İstanbul 14. ağır ceza mahkemesi “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla” açıklamak suçundan müebbet hapis cezasına hükmetti. Cezada indirime giden mahkeme 25 yıl hapis cezası verdi ve tutuklanarak cezaevine konmasını karara bağladı. Milletvekilimiz şu an İstanbul Maltepe Cezaevindedir.
Temiz aşaması varken, Anayasanın milletvekillerinin tutuklanmasıyla ilgili güvenceleri ortadayken, ikametgahı belliyken, mahkeme tutuklama kararı verebiliyor. Ama bu ülkede damatlar, FETÖ terör örgütünün siyasi kanadındaki imamlar, hırsızlık, talan yapan bakan ve milletvekilleri yine aynı şekilde Atatürk’ün manevi şahsına hakaret eden sapkınlar, çocuklarımıza yurtlarda tecavüz edenler, kadınlarımıza acımasızca katledenler, kısacası siyasi iktidara yakın ve yandaşı olanlar serbest bırakılarak, elini kolunu sallayarak bu ülkede yaşamaya devam etmektedirler. Bu hukuksuz ve adil olmayan tutumlarıyla toplumu yozlaştırıyorlar. Toplumun adalete ve hukuka olan güvenini zedeleyerek kamu vicdanında derin yaralar açmaktadırlar. Aristo’nun dediği gibi “Adalet ilkin devletten gelmelidir. Çünkü Hukuk, devletin toplumsal düzenidir.”
Değerli Arkadaşlar; bu ülkede adaletten, hukuktan, temel hak ve özgürlüklerden bahsetmemiz söz konusu olabilir mi? Adalet mumla aranır, adalet dağıtıcıları ise siyasi iktidarın iki dudağının ve talimatlarına bakarak karar verme durumuna gelmiştir.
Asıl suçluların yargılanmadığı, masum insanların yargılanıp hapsedildiği ve ölüme terkedildiği bir süreç yaşıyoruz. “O tırlarda gıda malzemesi vardı” diyen kendileri değil miydi?
Yasadışı yollardan silah kaçakçılığı yapan birilerini gazetecilik gereği ortaya çıkartmak ve bunun için görevini yerine getiren Enes Berberoğlu, Can Dündar, Erdem Gül ve Cumhuriyet gazetesi cezalandırılıyorsa ve bu ülkenin siyasi iktidarı bunun hesabını vereceksiniz diyerek tehditler ediyorsa, bu ülkenin çivisi çıkmıştır. Ama şu bilinmelidir ki tarih hiç kimsenin yaptığının yanına kâr kalmadığını da bize göstermektedir.
Gün gelecek onlar yargılanacaklardır. Onlar hukukun ve adaletin terazisinde tartılıp hak ettikleri cezayı alacaklardır. Ve değerli arkadaşlarım o gün geldiğinde “ADALET istiyoruz” dediklerinde bu ülkede demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı ve yargıçlar vicdanlarının sesiyle hukukun temel kurallarını hayata geçireceklerdir. Dünyanın en soylu kavramı adalet bu ülkede halkın ve Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında uygulanacaktır.
Laiklik için, demokrasi için, sosyal demokratik hukuk devleti için, özgür, mutlu, barış içinde yaşamak için, tarihten gelen kader birliğimizin ve dayanışma duygumuzun devamlılığı için, bağımsız bir Türkiye için, 16 Nisan kardeşliğimizi çoğaltarak yaşam alanlarımızı, zeytinliklerimizi, mera ve kıyılarımızı koruyarak, kimsesizlerin kimsesi olmak için, bugüne kadar bütün sabrımızı zorlamamıza rağmen bu iktidarın hak, hukuk, adalet tanımayan uygulamalarına karşı çıkmak için sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Cumhuriyet halk partimizin cesur, yürekli, yiğit üyeleri ve vatandaşlarımızla birlikte Ankara Güvenpark’tan İstanbul Maltepe cezaevine kadar yürüyeceklerdir.
Bu yürüyüş ülkenin, geleceğin, çocuklarımızın, kimsesizlerin, çalışanların, işsizlerin, yoksulların, esnafların, toplumun her kesiminin korkudan endişeden sirkelenip, diktatörlükten, baskılardan kurtulup demokrasiyi, adaleti inşa etme yürüyüşüdür. “Kaç gün sürerse sürsün. Hepimizin bu ülkeye, insanlara, şehitlerimize ve çocuklarımıza sorumluluğumuz var.”
Ülkede uygulanan keyfi yönetim artık son damlasını da düşürdü. Burada amaçlanan CHP’lileri sokağa dökmek, bu iyi niyetli hareketi bozmak için araya sokacakları provokatörler ile olay yaratmak, sonra da bozulan düzene CHP’nin sebep olduğunu söyleyerek, kendilerini biraz daha iktidarda tutmayı düşünmektedirler.
Ama CHP ailesi bu oyuna gelmeyecek, direnme gücümüzü demokratik kurallar içinde yürüteceğiz. Hiç birimizin fevri hareket etmeyeceğini, birlik içinde sorunların üstesinden geleceğimizi, demokrasiye ve ADALETE inanan milyonların buna katkı sağlayacağına olan inancımla saygılarımı sunarım.
AYRI AYRI DEĞİL HEP BERABER ÇALIŞARAK, EMEK VEREREK HAYATI YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ.